top of page

Usta ile buluşmak ya da Tai Chi çalışmaya yeni başlayacaklara...


Soldan sağa:Tathata, Petra, Toyo Kobayashi, Süha Ertekin

Türkiye'de Tai Chi'nin gelişimine baktığımızda, daha başından itibaren bir "usta" sıkıntısının olduğunu görürüz. Batı dünyası bu konuda, bazı ustaların göçü veya eğitim amaçlı yaptıkları ziyaretler ile bize göre daha şanslı olmuş. Bu ustaların yetiştirdiği bazı öğrenciler artık eğitmen konumunda ve bu zincir devam ediyor. İşte bu aktarıcılardan büyük usta, Prof. Cheng Man-Ching şöyle der: " Tai Chi üstüne kişinin çabasının yoğunluğu ve kalitesi, Tai Chi uygulamasının değerini tanımlar." Başka bir deyişle, bizim Tai Chi'den nasıl nasiplendiğimizi tanımlar. Yine ustanın Amerikan tarzı yaklaşıma bir sataşması, " Bu iş 50 cent atıp, otomatik kutudan soda şişesi almaya benzemez."

Buradaki sözlerde vurgu hep "emek" kavramınadır. Oysa, emeksiz kazancın bu kadar çekici olduğu, emeğiyle geçinenlere "işini ilmeyen, saf " muamelesinin yapıldığı bir dünyada, emekle bir şeyleri öğrenme, geliştirme çok insan için "sıkıcı bir yol" olabiliyor. Tai Chi duyuldukça, "modalaşma" boyutu da kaçınılmaz oluyor. İyi uygulanan bir seans izlendiğinde, böyle yavaş, akıcı, estetik bir uygulamayı yaşamayı çoğu kişi "heves" ediyor. Çoğunlukla "çok kolay, bir kaç ayda öğrenilir bir şey" yanılsaması yaşanıyor.

Oysa o gördükleri şey, yıllarca verilen bir emeğin sonucudur. Bizim kimseyi ön elemeden geçirme gibi bir tavrımız yok. Olsa olsa önyargılı başlanmaması ve "şu kadar sürede ben bu işi öğrenirim" gibi bir zaman sınırı koymamak gerektiğini vurgularız. Çünkü, böyle bir yaklaşım ile kendimizde yeni bir blokaj yaratırız. Zaman akar gider, kafamızda kurduğumuz süre dolar, bir de bakarız ki o kolay görünen, yavaş, yumuşak hareketleri yapamıyoruz. Sağımızdan solumuza doğru dönemiyoruz. "Kızgınlık" doğar, belki de kendimizi yeteneksiz buluruz. Bu bölünmedir. Oysa amaç bütünlenmek, blokajları kaldırmak değil miydi? Tai Chi'den beklenen alınmamıştır. Kabahatli, Tai Chi ya da eğitmen olmuştur. Yani bizi değiştirme-dönüştürme işini Tai Chi de yapamamıştır. Hatta küçümsemeler bile yapılır. Tabii bu arada ilk bir kaç ay geçmiştir ve Tai Chi bırakılır. "Yeni, kurtarıcı, başka yol" aranmalıdır. Yani 50 cent atıp, soda şişesi almaya çalışılmıştır.

Oysa yukarıda anlattıklarımızın dışında -ki sık karşılaşırız bu tavır ile- kalan başka bir yaklaşım da vardır ki bu, Prof. Cheng Man-Ching ustanın işaret ettiğidir. Sabırla, korkusuzca, samimiyetle, emekle ve sevgiyle Tai Chi çalışmak. İşte bu durumda Tai Chi bize gerçekten güzellikler getirir. Yaşantımızda kendi özümüze denk düşen şeylerin yaşanması, bakarsınız ki daha sıklaşıyor. Yani daha "akordlu", sağlıklı bir yaşam ortaya çıkıyor. İşte o zaman Tai Chi ve kaynağınıza derin bir önem verirsiniz. Haftada bir gün yaptığımız çalışmalara hangi "küçük" nedenler -gerçek nedenler zaten konu dışı- yüzünden gelinmediğini burada sıralasak, uzun bir liste oluşurdu. Arkadaşlarım benden şu cümleyi hep duyarlar: "Keşke hocalarım, değil İstanbul'un diğer yakası, Diyarbakır'da (hani uzak bir kent diye) yaşasalardı da, ben ayda bir, otobüsle onlarla buluşmaya gidebilseydim. Yurt dışına çıkmanın vizesi, çıkışta alınan har(a)cı, kendini bilmez bir memurun sırf Türkiyeli olduğunuz için sizi ezmeye kalkması gibi durumları yaşamasaydım." Ancak durum başka. Konuya verdiğiniz önem ile bir çok engeli aşarsınız.

İşte sözünü ettiğimiz emek ve önem verme kavramları bizi usta ile buluşmaya da derin önem verme noktasına getirir. Kendiniz için yoğun Tai Chi yaşarken değişir-dönüşürsünüz. Ancak ne kadar yol alırsanız alın, "usta" ile buluşmanız gerekir. Elbette bu ilk yıllarda çok sık olmalıdır. İki haneli yıllar bile geride kalsa bu yapılmalıdır. Çünkü usta da değişir-dönüşür. Durağanlık olamaz. Karşılıklı bu değişim-dönüşüm süreçlerinin bir araya gelip paylaşımı tarifsiz yararlıdır. Evet, konu ile ilgili CD, video kaset gibi görsel malzeme elde etme şansı şimdi çok fazla. Doğru kullanımla yararlı da. Çalışmalarıma katılan arkadaşlara bazen ben de CD veriyorum. Ancak "usta" ile buluşmak ve çalışmanın yeri ve önemi asla doldurulamaz. "Çırak" belki de "usta" olmuştur. Bu paye elbette kendisince kendine biçilmez. Ancak ustalaşmak, bu buluşma ihtiyacını ortadan kaldırmaz. Ustanın, ustaya ihtiyacı vardır. Tai Chi tarihi, bu buluşma örnekleri ile doludur. (Yang Cheng Fu ve Wu Jianquan ustalar). Eğer bilgi, gelişim zincirini, akışını kesmek istemiyorsak bu buluşmayı seve seve yaparız. Yıllar sonra, belki sadece birkaç saat için buluşulur. Yılların birikimi, yeni açılımlara neden olabilir karşılıklı. Kimin kime ne öğreteceği belli olmaz. Kendi emeklerimizin üstünde, yaşanan ortamın zenginliğinde yeni zenginliklere varırız.

Hocalarım Petra, Toyo Kobayashi ile Temmuz boyunca yapacağımız çalışmaların şimdiden sevincini, heyecanını yaşıyorum. Münih'te yaşayan Kobayashi'ler ile 1991 yılında başlayan Tai Chi yoldaşlığı, derinleşerek devam ediyor. Bu buluşmaların iki haftası Münih'te push-hands yoğun uygulamaları ve özel seanslar ile, sonraki bir hafta (21-27 Temmuz) Dietfurth'ta, St.Franziskus Meditasyon evinde, yoğun bir program (Tai Chi uzun form-Yang Cheng Fu-, kılıç form, push-hands, teknik uygulamalar ve meditasyon) ile geçecek.

Dönüşümde, Türkiyeli Tai Chi arkadaşlarım ile yeri zamanı geldiğinde deneyimleri paylaşmak isterim. İmkan olursa görüntü kaydı da yapmaya çalışacağım.

Bu yazının özellikle yeni başlayanlar için vurguladığı bazı önemli noktalar var. Bunlar zaten açıkça ifade edildiler. Ancak son bir söz olarak şunu da eklemek isterim. Tai Chi çalıştığımız insanların sayısının çokluğu değil, hangi niyet ve emekle T'ai Chi çalıştıkları önemlidir. Hazır olmadığımız halde Tai Chi çalışmaya kalkmak hem içine gireceğimiz grubun uyumunu bozar, hem de belki de ileride hazır olup başladığımızda çok daha güzel sonuçlar alacağımız bir uygulamaya karşı ömür boyu kilitlenmeyi (ömür boyu Tai Chi yaşamamayı) getirebilir.

Tai Chi çalışmaya başlamayı düşünenler dürüstlükle kendilerine şu soruları sormalıdırlar:

-Ben kendimi korkusuzca seyretmek istiyor muyum?

-Kendimi değiştirme-dönüştürme işini kendim yüklenmeye, kendime özen göstermeye hazır mıyım? (Usta, öğretmen, "pir-guru" değildir, Tai Chi öğrenmek koreografi öğrenmek demek değildir.)

Eğer ilk önce bu sorulara "evet!" yanıtını veremiyorsanız, şu an başlamayın. İnanın, bu durumda başlamamakla hem kendinize, hem başkalarına (Özellikle başladığınız durumda, içinde yer alacağınız grup arkadaşlarınıza) daha yararlı olursunuz.

"Evet" diyebildiğiniz anda, hoşgeldiniz, buyrun, başlayalım.

Sağlık ve sevinç dileklerimle.

Süha Ertekin

2 Temmuz 2003

Son Paylaşımlar

Arşiv

Etiketlere Göre Ara

Bizi Takip Edin

  • Facebook
  • Twitter
  • Instagram
bottom of page